Destek vermek için yandaki menüden eklentimizi blogunuza eklermisiniz ?

Perşembe, Ocak 31, 2008

Vatandaş Osman Bey

Osman Bey, sabah saat 07.00'de Casio masa saatinin alarmıyla gözlerini açtı.
Puffy yorganını kaldırdı.
Hugo Boss pijamalarını çıkarıp Adidas terliklerini giydi.
WC'ye uğradıktan sonra banyoya geçti.
Clear şampuan ve Protex sabunuyla duşunu aldı.
Colgate ile dişlerini fırçaladı.Rowenta ile saçlarını kuruttu.
Bill's gömleğini ve Pierre Cardin takımını giydi. Lipton çayını içti.
Sony televizyonda medya özetlerini ve flaş haberleri izledi
Citizen kol saatine baktı. Aile fertlerine "cav" deyip Hyundai otomobiline bindi.
Blaupunkt radyosunu açarak, rock müziği buldu.Ağzına bir Polo şeker attı.
Şehrin göbeğindeki Mega Center'daki ofisine varınca, HP bilgisayarını çalıştırdı.
Microsoft Excel'e girdi. Ofisboy'dan Nescafe'sini istedi.
Saat 10.00'a doğru açlığını yatıştırmak için Grisini yedi.
Öğlen Wimpy's Fast Food kafeteryaya gitti.
Ayaküstü, Coca Cola ve hamburgeri mideye indirdi.
Camel sigarasını yakıp Star gazetesini karıştırdı.
Akşam üzeri iş çıkışı Image Bar'a uğrayıp JB'sini yudumladı, sonra köşedeki Shopping Center'a uğradı.
Eşinin sipariş ettiği Persil Supra deterjan, Ace çamaşır suyu, Palmolive şampuan, Gala tuvalet kağıdı, Sprite gazoz ve Johnson kolonyayı alarak kasaya yanaştı. Bonus kartıyla faturayı ödedi.
Hafta sonu eşi Münevver'le Galleria'ya giden Osman Bey, Showroom'lar dolaşıp Kinetix ayakkabı ve Lee Cooper blue jean aldı.
Akşam evde bir gazetenin verdiği TV Guide'a göz atan Osman Bey, kanallar arasında zapping yaparak, First Class, Top Secret, Paparazzi gibi programlar izledi.
Aynı odada Outdoor dergisini karıştırdı. Saat 22.00'ye doğru Show'da Türk dili üzerine panel başladı.
Uykusu gelen Osman Bey, televizyonu kapatıp yatak odasına geçerken, kendini mutlu hissetti.
"Ne mutlu Türk'üm diyene! diye gerindi ve uyudu. Hala uyuyor..
İyi uykular sevgili milletim...

Devamını Oku...

Pazar, Ocak 27, 2008

Affetmek

Lise öğretmeni derste öğrencilerine şöyle der:
"Yarın hepiniz birer plastik torba ve beşer kilo patates getireceksiniz!"

Ertesi sabah hepsinin sıralarının üzerinde patatesler ve torbalar hazırdır.

Ögretmen :
"Şimdi, bugüne kadar affetmeyi reddettiğiniz her kişi için bir patates alın, o kişinin adını o patatesin üzerine yazıp torbanın içine koyun!"

Bazı öğrenciler torbalarına 3'er-5'er tane patates koyarken, bazılarının torbası neredeyse ağzına kadar dolmuştur.

Öğretmen :
"Bir hafta boyunca nereye giderseniz gidin, bu torbaları yanınızda taşıyacaksınız. Yattığınız yatakta, bindiğiniz otobüste, okulda hep yanınızda olacaklar."

Aradan bir hafta geçer. Hocaları sınıfa girer girmez, öğrenciler şikayete başlarlar:
"Hocam, bu ağir torbayı her yere taşımak çok zor.
Hocam, patatesler kokmaya başladı.
İnsanlar tuhaf bakıyorlar, hem sıkıldık hem yorulduk...."

Öğretmen :
"Görüyorsunuz ki, affetmeyerek asıl kendimizi cezalandırıyoruz. Kendimizi ruhumuzda ağır yükler taşımaya mahkum ediyoruz. Affetmeyi karşımızdakine bir iyilik olarak düşünüyoruz.."

Aslında affetmek en başta kendimize yaptığımız bir iyiliktir.
kaynak:
http://www.okyanusum.com/affetmek.html

Devamını Oku...