Destek vermek için yandaki menüden eklentimizi blogunuza eklermisiniz ?

Pazartesi, Aralık 31, 2007

Yeni yil

Tüm Lafhane üyelerinin yeni yilini kutlar, sevdikleriyle, saglikli, huzurlu bir yil gecirmelerini dilerim.
mutfaksayfasi

Devamını Oku...

Cumartesi, Kasım 10, 2007

A T A M


Devamını Oku...

Pazar, Ekim 14, 2007

su

http://www.youtube.com/watch?v=OgyUF6W_OX0&eurl=http%3A%2F%2Fwww%2Eokyanusum%2Ecom%2Fvideos%2FVideo%2Fsumucizesi%2Ehtml

http://www.okyanusum.com/videos/Video/sumucizesi.html


su´yun mucizesinin anlatildigi bir izleti.
su´nun önemini ne yazikki biz insanlar anlamiyoruz, sadece; icilen, cok elzem bir sivi olarak görüyoruz.
su´nun insana etkileri ve vücudumuzun büyük bölümünün sudan olusmasi zaten basli basina cok ilginc...

iyi seyirler, iyi tefekkürler

Devamını Oku...

Salı, Ekim 09, 2007

YOUTUBE TÜRKÇE OLSUNMU

Bazı arkadaşlar bir kampanya başlatmışlar you tube Türkçe olsun diye.Tabi en doğal hakkımız kullandığımız servislerin Türkçe olmasını istemek ama bir yandan şöyle bir kaygı var ;Youtube üzerinde bir denetim mekanizması yok ve her isteyen kafasına estiği videoları yükleyebiliyorlar ve yorumlar kısmında malumunuz denetim eksikliği yüzünde küfürler cirit atıyor:tabi ben burada eksikliği videoları yükleyen kişiye yüklüyorum çünkü yoruma kapatırsa çatlak sesler kesilmiş olur.Bir yandan az bir video düzenleme ve animasyon bilgisiyle o ülke değerlerine istediği gibi küfür edebiliyor.Şu an İngilizce olması kısmi de olsa bazı şeyleri engelliyor.ancak youtube nin Türkçe olması durumunda bir sitenin video kalitesinde de baya bi düşeceğine eminim.Ama bide şu var neden bizim bir youtubemiz yok mesela bizimkilerde böyle dev bir platform yapsalar yoututubede olanınkinden daha fazla dil desteği verse ve herkes videolarını oraya yüklese daha iyi olmazımı . Hem bu şekilde başkalarına olan bağımlılığımız kalkar ve seyrettiğimiz her videoda onların cebine para sokmamış oluruz.

Devamını Oku...

Pazar, Ekim 07, 2007

PC 'den Bedava Telefon Edin

foxfon-9 Dostlar sizde benim gibi telefon faturalarından bunalanlardansanız bu yazıyı sonuna kadar okumanızı tavsiye ederim. Yani Sun firması Mozilla, veya FireFox ile FoxFon ortaklaşa kullanıcılarına çok hoşunuza gidecek yine yeni ve de hoş bir süpriz hazırlamışlar. Çıkalı çok olduysa da bunu ben yeni keşfettim. FireFox kullanıcıları FoxFon eklentisi ile internet üzerinden sabit telefonları bedava arayabiliyor..Evet yanlış duymadınız. Bilgisayarınızdan  telefon görüşmesi yapabiliyorsunuz. Yasal ve hiçbir ücret ödemeden internet üzerinden. Nasıl olduğunu yavaş yavaş anlatayım ? Çok basit öncelikle bilgisayarınızda tarayıcı Mozilla Firefox yüklü olması gerekiyor. Eğer mozilla firefox yüklü değilse indirip kurmanız gerekiyor. Ama zaten kullanıyorsanız o zaman sadece FoxFon eklentisini sitesinden indirip kurmanız yeterli FoxFon ile bilgisayarınızdan sabit bir telefonu evet hemde dünyanın herhangi bir yerindeki sabit bir telefonu +90212XXXxxXX şeklinde çevirerek arayabiliyorsunuz. Tabi mikrofonunuz, birde hoparlörünüz veya kulaklığınız olması gerekiyor.Bütün bunlar varsa İnternet üzerinden görüşmeye hazırsınız demektir. Şimdi geldik nasıl yapacağımıza….

foxfon-1

Mozilla Firefox tarayıcısını açıyoruz ve http://www.foxfon.com/ internet adresini adres çubuğuna giriyoruz. Enter deyip bu adrese girdikten sonra INSTALL FOXFON butonuna basıyoruz ve bize bir eklenti yükleniyor. Bu eklentiyi indirmenin başka bir yolu daha var. foxfon-5 Oda Mozilla Firefox tarayıcısının yukarıda toolbar da araçlar da eklentileri tıklıyoruz açılan küçük penceresinde sağ alt taraf da eklenti indir linkine tıklıyoruz. Açılan Mozilla Firefox sitesinde search kutusuna FOXFON yazıyoruz. foxfon-6

Aratıyoruz , FoxFon sayfasından eklentiyi indirme linkine tıklıyoruz.foxfon-7foxfon-8

 

 

 


Daha sonrada Mozilla Firefox a yüklenen bu eklentiyi kabul edip kuruyoruz. Kurduktan sonra Adres satırının hemen yanında FOXFON butonu geliyor. foxfon-4 Bu butona tıklıyoruz. Karışımıza FoxFon programı geliyor. FoxFon programında Register butonuna basıyoruz ve FoxFon.Com adresinde bizden kullanıcı adı, adres, e-mail isteyen bir form geliyor. Bu formu dolduruyoruz ve E-Mail adresimize PIN ve şifresi geliyor. Gelen PIN ve şifreyi programa giriyoruz ve artık arama yapmaya hazırsınız demektir.

Karşınıza gelen aşağıdaki resimdeki programla istediğiniz sabit telefonu +90212XXXxxXX şeklinde numaraları yazarak çeviriyoruz ve arama yapabiliyoruz. foxfon-2 Ben denemesini yaptım gayet güzel çalışıyor aradığım sabit telefonda da arayan numara –0-- olarak gözüküyor yani gizli numara olarak gözüküyor bu da ayrıca hoş bir özellik bence. Hemen Firefox yükleyin bir mikrofon, bir hoparlör veya kulaklık zaten vardır gerisi çok kolay ufak bir FoxFon eklentisiyle artık sizlere kolay aramalar… Yalnız unutmayın görüşmeler 5 dakika ile sınırlı. Süre dolunca görüşme kesiliyor. Olsun bence 5 dakikada gayet güzel bir süre. Bence hal hatır sormak için yeterli. Eğer aşkınızı arayacaksanız bu sürenin yeterli olacağını pek sanmıyorum he he...Aşağıda FoxFon ile arama, yani görüşme yapabileceğiniz ülkelerin listesini de inceleyebilirsiniz.

 

Ülkelerin İsim Listesi

foxfon-3

Devamını Oku...

Cumartesi, Ekim 06, 2007

TANRIYA MEKTUP

Amerika'da yasayan bir çocuk 100 dolara sahip olabilmek için günlerce, gecelerce dua eder. Sonunda paraya ulaşamayınca Tanrı'ya mektup yazmaya karar verir.Amerikan   Posta idaresi, üstünde adres olarak sadece "Tanrı, ABD" olan mektubu Amerika başkanına vermeye karar verir. Başkan Bush mektubu alınca çok hoşlanır, çok duygulanır fakat 100 dolar yerine 5 dolar koyar. 5 doların küçük bir çocuk için yeterli olacağını düşünür. Çocuk gerçekten de 5 dolara sahip olmakla tatmin olur ve Tanrı'ya teşekkür mektubu yazmaya koyulur: - "Sevgili Tanrım, parayı yolladığın için teşekkürler. Ama mektubu Beyaz Saray üzerinden yollamışsın ve tabii her zamanki gibi oradaki ibne de 95 dolarını kesip silah almış olmalı. Bana 5 dolar ulaştı. Yine de teşekkürler "

Devamını Oku...

Doktor ve Hasta Arasında Geçen Bir Diyalog

DOKTOR - neyiniz var ?
HASTA - kimsem yok. çok yalnızım doktor. öle yalnızım ki gölgem bile çıkmıyor.
DOKTOR - ben size nasıl yardım edeyim?
HASTA - grup terapisi verseniz? şöle kalabalık olanından .
DOKTOR - bana şikayetlerinizi tarif edin.
HASTA - hep yalnızım . çok sıkılıyorum. canım hiç bişey yapmak istemiyor .
DOKTOR - depresyonda mısınız?
HASTA - yok, girmeye üşendim.
DOKTOR - size bir doktor arkadaşımı tavsiye edicem.
HASTA - o da mı yalnız?
DOKTOR - hayır psikolojik yardım amacıyla..
HASTA - anladım. beni çift kişilikli yapabilir mi? böylece yalnız kalmam .
DOKTOR - hayır ama isterseniz sizi öldürünce toplu mezara gömebilir.
HASTA - sahi mi?
DOKTOR - hayır.
DOKTOR - anneniz hayatta mı?
HASTA - bu hayatta değil.
DOKTOR - peki annenizi hatırlıyor musunuz?
HASTA - hayır. tek hatırladığım bana 'seni leylekler getirdi' derdi.
DOKTOR - bu normal. her çocuğa böyle derler.
HASTA - ama beni leylekler geri getirmiş.
DOKTOR - ailenizden görüştüğünüz birileri var mı? babanız, kardeşleriniz, teyzeleriniz?
HASTA - hepsi ben küçükken bir trafik kazasında ölmüş.
DOKTOR - bütün sülaleniz bir trafik kazasında mı ölmüş?
HASTA - evet. bizde murat 124 vardı. onların arkası nasıl geniştir bilirsiniz. herkes binmiş. sonra arabayı kullanan babam karşıdan hızla gelen elektrik direğini görmeyince kaza olmuş.
DOKTOR - anneniz de bu kazada mı ölmüş?
HASTA - hayır arabada yer olmadığı için o arkadan koşuyormuş. kazayı görünce kalpten ölmüş.
DOKTOR - anladım .
DOKTOR - çocukluğunuzdan bahsedelim biraz. hiç arkadaşınız var mıydı?
HASTA - vardı. sık sık telefonla konuşurduk. beni yeniden dinlemek için 9 a bas derdi. bütün gün konuşurduk. sonra evdekiler çok telefon parası geliyor diye onu aramamı yasakladı.
DOKTOR - evdekiler? onlar kimdi?
HASTA - bilmiyorum. karşı komşu işte.
DOKTOR - şimdi hiç arkadaşınız var mı?
HASTA - bana göre mi onlara göre mi?
DOKTOR - tamam bu soruyu geçelim.. hiç sevgiliniz oldu mu?
HASTA - önceki hayatımdakiler sayılır mı?
DOKTOR - tamam bunu da geçelim.
DOKTOR - büyük bir travma atlatmışsınız. böle travmaların en iyi ilacı zamandır.
HASTA - bende o ilacın yan etkileri oluyor.
DOKTOR - o zaman yeni arkadaşlar edinmeyi deneseniz? mesela bir sosyal çevreye girmeyi deneyin.
HASTA - AB beni kabul etmedi.
DOKTOR - daha kolay girilebilecek sosyal çevreleri deneseniz?
HASTA - birleşmiş milletler gibi mi mesela
DOKTOR - mahalledeki gençlerin grubuna katılın mesela..
HASTA - ben kalabalık içinde kendimi daha yalnız hissediyorum ama.
DOKTOR - hımm…..
DOKTOR - o zaman geriye tek bir çare kalıyor.
HASTA - neymiş doktor?
DOKTOR - ben size en kısa zamanda bir trafik kazası ayarlamaya çalışacağım.

 

Not : Bu hikayeyi genç bir öğretmen adayı kardeşim (Sibel OĞUZ) e-postama göndermiş beğeneceğinizi umarım.

Devamını Oku...

Cumartesi, Eylül 29, 2007

YURDUM İNSANINDAN MANZARALAR



YORUM:Kürek sapından saz çekiç sapndan zurnayla yeni yetenekler

Devamını Oku...

Cuma, Eylül 28, 2007

WEB 2.0 SİTELERİ

Bu sitede yüzden fazla başlık altında WEB 2.0 sitesi yer alıyor.WEB 2.0 siteleri için iyi bir kaynak

Devamını Oku...

MİNYELİ ABDULLAH

MİNYELİ ABDULLAH
YAZAR:HEKİMOĞLU İSMAİL
KİTAP HAKKINDA:Baskı rekorunu elinde tutan ve filme çekilen Minyeli Abdullah. 'Türkiyenin öbür yüzü'nü. inanan insanların dünyasını dile getiriyor. Yazıldığı 1967 yılından beri, okundu, tartışıldı, yasaklandı, beraat etti. Hâlâ gündemde, Niye mi? okuyun...
Benim Yorumum:Biz ülke olarak bazı şeylerin sadece bizim başımıza geldiğimiz zannederiz ama çok uzak değil kendi sınırlarımızın biraz uzağında tarihin sahnesinde önemli bir konuma sahip olan mısıra bakarsak bir zamanlar onların başına gelenlerin şimdi aynısı bizim başımıza geliyor .Ünlü bir yazarın bir sözü vardır ;tarihten ders alabilseydik tarih tekerürden ibaret olmazdı.

Devamını Oku...

Pazartesi, Eylül 03, 2007

Hacker oldum haberim yok

Bir ürün alırken bize verilen hizmetlerden yararlanmalıyız bu bizim hakkımız ama fark ediyorum ki kimsenin ilgilendiği yok. Bakın başımdan geçen bir olayı anlatayım

Sitemde verdiğim e-mail adresimi msn adresi olarak kullanıyorum o yüzden herkese açık olduğundan beni ekleyenleri kabul ediyorum. Ben msnyi muhabbet etmek amacıyla kullanmadığımı belirteyim sadece iletişim. Kurstayken msnye girerken bende msni hatırla yaptığımdan aynı bilgisayarı kullanan bayan benim msni ekledi biraz zaman içerisinde muhabbet etmeye başladık normalde böyle şeylerle hiç ilgilenmeme rağmen kız belki kursta okuduğundan ve bizim semte olduğundan muhabbet uzadı . Ne yalan söyleyeyim muhabbet hoşuma gitmişti daha sonra onunla tanışmak istediğimi belirttim bilirsiniz klasik kız nazları ve hemen hayır şimdi ollmazzzz diye direndi ben de oluruna bıraktım sonra kendi telefonumu vermiştim ona bir iş için ondan yardım istemiştim . Sağ olsun onunla daha tanışmadan bana yardımı birçok yardımı dokundu. Onun hakkında sorduğum birkaç sorudan yararlanarak Türkcell hat kullandığını ve bana ev telefonundan bir çağrı bırakması sonucu hemen ev telefonunu da kaydettim ama ona kaydettiğimi söylememiştim. Cep numarasını da bilinmeyenler cell'i arayarak bulmuştum rehbere geçirmişti çünkü. Bir ara romantik şeyler konuşuyoruz ve sonra demez mi sevdiğin kişi telefonla arayacak diye ben de hiç durmadan ev telefonuna ve cep numarasından arayınca kız çok şaşırmıştı sonra ki gün ise ilk görüşmemiz oldu. Daha önce msn e konuştuğum için tanımakta zorluk çekmedim. Kız bana telefonu nereden bulduğunu söyleyince gülümseyerek hackerim dedim. Aslında bazen çok basit konuları gözden kaçırmış oluyoruz benim yaptığım şeyi neredeyse herkes yapıyor o yüzden kendimiz gizlemek için numaramızı rehberden silmeyi unutmayalım. Sonra hackerler bilgisayarla bizim telefonu bulur :)


Bu arada aman yazıyı duymasın yoksa bana kırılır vala
Not: Uzun bir süredir yeni açtığım blogohbe sitesiyle ilgilenmekte olduğum ve biraz kod yazdığımdan buraya fazla zaman ayıramadım.

Devamını Oku...

Salı, Temmuz 24, 2007

TÜRK BLOGCULARIN TOPLANDIĞI YENİ YER

Dostlar bu gün sizlere eminim sizlerinde hoşuna gidecek bir projeden bahsedeceğim. Ne zamandır sürekli yazılarını takip ve takdir ettiğim başarılı genç kardeşim Mert ULAŞ ‘a ait olan bu proje eminim sizlerin de ilgisini çekecek ve kısa sürede çok önemli bir oluşum haline gelecek sanıyorum. Bu projenin ANASAYFA ‘sındaki kendi tanıtım yazısını aynen aşağıda yayınlıyorum. Eğer sizlerde merak eder bu projeyi incelemek isterseniz buradan bakabilirsiniz. Mert ULAŞ ‘ a buradan böyle bir fikri bizimle paylaştığı için teşekkür ediyorum. Kaldı ki Nette benzer projeler acayip paralar kazanıyor ve de paralı. Bu proje ise herkese açık ve de beleş. Buraya bende katıldım sizlere de tavsiye ediyorum….

yazarlar.gifTürk Blog Yazarları nedir?


Türk Blog Yazarları blog yazan, üreten, düşünen, tartışan ve paylaşan insanlar için yaratılmış, Ning sistemi üzerine kurulu bir sosyal ağdır.

neden.gifNeden Türk Blog Yazarları?


Türk Blog Yazarlarında sizin gibi diğer türk blog yazarlarıyla tanışıp, mesajlaşabilir, arkadaş listenize ekleyebilirsiniz. Bunun dışında bloğunuzun tanıtımını yapabilir ve forum ...Türk Blog yazarları burada toplanıyor.sayfalarından sizin gibi blog yazan insanlar ile bloglar ve internet ile ilgili konularda tartışabilir, yardım alabilirsiniz. Kendi bloğunuzda (Blogger, Wordpress, Live spaces, vb.) yazdığınız son yazıları RSS bağlantınız sayesinde burada ki kişisel sayfanızda otomatik olarak tekrar yazmanıza gerek kalmadan görüntüleyebilirsiniz. Eğer podcast hazırlıyorsanız bunları Türk Blog Yazarlarına yükleyerek daha büyük bir dinleyici kitlesine ulaşabilirsiniz.

Hmm fena değilmiş başka neler yapabilirim?


Tüm bunların dışında kişisel sayfanızı istediğiniz gibi düzenleyebilir, istediğiniz fotografı ekleyebilir, bilgisayarınızdan veya Youtube üzerinden istediğiniz videoyu buradaki kişisel sayfanızda yayınlayabilirsiniz.

Devamını Oku...

Perşembe, Haziran 21, 2007

Enneagram Kendini Bilme Sanatı



Ben Kimim? Ne İstiyorum? Kendimi En İyi Nasıl İfade Ediyorum?
İnsanlık varolduğundan beri sorulan bu sorulara cevap bu kez çağlar ötesine uzanan Doğu bilgeliğinden geliyor. Üstelik modern Batı psikiyatrisinin tam donanımlı laboratuarlarında işlenip pratikleştirilerek...
Enneagram... İnsanın nasıl düşündüğü, neler hissettiği, nasıl hareket ettiği üzereni 9 farklı kalıp. Ve bu kalıplara dayanan güçlü ve dinamik bir kişilik sistemi. Kökeni Orta Asya bozkırlarındaki Tasavvuf ehli. Bu daireyi benlik nakışı, nefis bilgisi ya da vechullah diye adlandıranlar, onu kumlara çizerek anlatmışlar, geriye hiçbir iz kalmasın diye...
Ama işte şu an elinizde tuttuğunuz 9 noktalı bu dairenin hikayesi size aşk ve iş hayatında, eğitimde, evlilikte, çocuk yetiştirmede, kişisel ve manevi gelişiminizde rehberlik edecek. Binlerce sorunun cevabını bulmanızı sağlayacak...
-Beni neler motive ediyor?
-İlişkilerimi güçlendiren ya da yıkan şey ne?
-Hayatta kalmak ve başarmak adına ne şekil alıyorum?
-Yaşama amacım ve benliğimin derinliklerinde saklı en üstün nitelikleri nasıl bulup çıkaracağım?

Devamını Oku...

Salı, Haziran 19, 2007

lafahane blog



Get a Voki now!

Devamını Oku...

Çarşamba, Haziran 13, 2007

MSN de nasıl kız istenir

Talipp:
Slm...

KızEvy:
Slm... Hoş geldiniz.

Talipp:
MSN adresinizi oğlumdan aldım.

KızEvy:
Evet . Kızım söyledi. Bekliyorduk zaten

Talipp:
Sizin evde başka PC var mı? Hanımları da görüşmeye davet etsek

KızEvy:
Tabii ki. Bizim hanım online zaten. Kız da internet cafe de.

Talipp:
Ok...

Kaynana34 konuşmaya katıldı
Oğlananası konuşmaya katıldı

Talipp:
Hanımlar da geldi. Ben bizim oğlanı da davet ediyorum.

ÇılgınDamat konuşmaya katıldı
BirEvinBirkızı konuşmaya katıldı

Oğlananası:
Slm...

KızEvy:
Hoş geldiniz hanım efendi

Kaynana34:
Slm...

Oğlananası:
Hoş bulduk efendim

ÇılgınDamat gönderiyor:
CICEK.GIF
Aktarımı başlatmak için burayı çift tıklayın
Kabul et (Alt+C) Farklı kaydet...(Alt+F) Reddet (Alt+D)

ÇılgınDamat gönderiyor:
CIKOLATA.GIF
Aktarımı başlatmak için burayı çift tıklayın
Kabul et (Alt+C) Farklı kaydet...(Alt+F) Reddet (Alt+D)

Kaynana34:
Ay niye zahmet ettiniz? Teşekkürler.

Talipp:
Zahmet ne demek? Çam sakızı çoban armağanı.

Kaynana34:
Nasılsınız? İyi misiniz? Ben Hacer. Burcu´nun annesiyim.

Talipp:
İyilik elhamdülillah. Sizleri sormalı.

KızEvy:
İyiyiz çok şükür.

Kaynana34:
Sizler Mersin´denmişsiniz değil mi?

Talipp:
Evet efendim. Sizler de İstanbul´dan

Kaynana34:
Evet efendim. Biz iki yıl önce gelmiştik Mersin´e Çok güzel bir yer.

Oğlananası:
Güzeldir. Bekleriz bize de.

KızEvy:
İnşallah. Bu yaz güneyi düşünüyorduk zaten

Oğlananası:
Yaza kalmasın diyoruz. Beey ! Hadisene...

Talipp:
Efendim. Hanım haklı. Sebebi ziyaretimiz malum.

KızEvy:
Evet efendim. Malumumuzdur. Başımızın üstündedir. Hoş geldiniz.

Talipp:
Evlatlarımız net üzerinden tanışmış, kaynaşmışlar. Bize de vazifemizi yapmak düşüyor. Allah´ın emri Peygamber´in kavliyle Oğlumuz ÇılgınDamat´a kızımız BirEvinBirKızı´nı istiyoruz.

KızEvy:
Evet beyefendi. Sizin de belirttiğiniz gibi evlatlarımız anlaşmışlar. Eh o zaman bizlere de hayırlısını dilemek düşer.

Oğlananası:
Müsaitseniz eğer gelecek ay aile içinde bir nişan yapalım diyoruz.

Kaynana34:
Bekleriz efendim. Biz nişan için gerekli hazırlıkları yaparız. İstanbul´da kalacak yeriniz yoksa biz ağırlayabiliriz.

Oğlananası:
Yok. Zahmet vermeyelim. Çok kalamayız zaten. Dayımın oğlu var. Bostancı´da oturuyorlar.

Kaynana34:
Ayol ne zahmeti? Aşk olsun. Akraba olacağız sonuçta. Hem Bostancı çok uzak. Biz Avcılar´dayız. Yollarda perişan olursunuz. Yerimiz müsait.

Oğlananası:
İnşallah diyelim o zaman.

Kaynana34:
İnşallah efendim. Kızım! Hadisene.

BirEvinBirKızı:
Tamam anneee!

BirEvinBirKızı gönderiyor:
KAHVE.GIF
Aktarımı başlatmak için burayı çift tıklayın
Kabul et (Alt+C) Farklı kaydet...(Alt+F) Reddet (Alt+D)

ÇılgınDamat gönderiyor:
SOZYUZUGU.GIF
Aktarımı başlatmak için burayı çift tıklayın
Kabul et (Alt+C) Farklı kaydet...(Alt+F) Reddet (Alt+D)

Talipp:
Biz müsaadenizi isteyelim artık. Tanıştığımıza memnun oldum.

KızEvy:
Biz de memnun olduk efendim. Şeref verdiniz.

Talipp:
O şeref bize ait. Hoşça kalın efendim.

KızEvy:
OK . Byeee!

Talipp:
Bye!

Oğlananası:
Bye..

Talipp konuşmadan ayrıldı
Oğlananası konuşmadan ayrıldı

Kaynana34:
Bye

BirEvinBirKızı:
Bye

Kaynana34 konuşmadan ayrıldı
KızEvy konuşmadan ayrıldı

ÇılgınDamat:
Bye... Şişşt Burcu kız? Gitme bir yere yaw :-)

BirEvinBirKızı:
Hepsi gitti mi?

ÇılgınDamat:
Gittiler gittiler.Nasılsın aşkım? Çok heyecanlandın mı?

BirEvinBirKızı:
Ay! Ölüyorum zannettim

ÇılgınDamat:
Bak çok korkuyordun. Oldu işte aşkım. Oldu

Devamını Oku...

İkiz Kulelerdeki Türkler

Terörist saldırıda çöken ikiz kulelerde çalışanların büyük bir bölümü öldü. Kulelerde çalışan Türklerin büyük bölümüyse hayatta... Basına yansıyan hikâyelere göre Türklerin kurtuluş sırları şöyle:

En kötüsünü düşündüler: Bina sarsılınca Türklerin akıllarına iki olasılık geldi:
Ya uçak çarptı, ya deprem oldu. ABD'lilerse sistemlerde patlama oldu diye düşündü. Türk 'Nasıl kurtulurum'u planlarken ABD'li masasında çalışıyordu.

Anonsları dinlemediler: Resmi emirleri ciddiye almayan Türkler, izdihamı engellemek için hoparlörden yayılan "Binayı terk etmeyin" uyarılarına aldırmayıp hemen merdivenlere yöneldi.

Cepler hep açık: Tam bu sırada en ciddi toplantıda bile kapamadıkları, tuvalette dahi yanlarında bulundurdukları cep telefonları çaldı, dostları "çabuk kaç, binaya uçak çarptı" diye uyardı.

Emniyet şeridini ihlal: Binadan kurtulan bir Türk'e kulak verelim: Amerikalılar merdivenin sağından tek sıra halinde iniyordu. Polise "Neden solu kullandırmıyorsun?" dedim. "Yukarı çıkanlara ayırdık" dedi. Gülüp tek başıma soldan jet gibi indim. 2 dakika sonra bina çöktü.

İleriyi gördüler: Kurtulan bir Türk kızı anlatıyor : "Binadan çıkınca hemen uzaklaştım. Çünkü depremde binalar sallantıdan 15-20 dakika sonra çökmüştü. ABD'lilerse binanın önünde telefonla 'Kurtuldum' diye müjde veriyorlardı. Kuleler çökerken sanırım altında kaldılar."

Devamını Oku...

2500 ayrı Çeşit




Yukarda gördüğünüz fotoğraflar kar tanelerinin özel bir mikroskopla çekilmişe hallerinden sadece ikisi Vermont Snowflakes adında bir fotoğrafçı 2500 kartanesini özel bir mikroskop sayesinde fotoğraflamayı başarmı ayrıca bu fotolardan biri diğeine benzemiyor herbiri bir sanat eseri niteliğinde.Burdan bakabilirsiniz.

Devamını Oku...

Salı, Haziran 12, 2007

Kendini Arayan Adam


Sık sık olmasada arda bir elime kitap geçtikçe okurum ama geçen gün elime öyle bir kitap gçetiki 2.5saat içersinde okuyup bitirdim çok müthiş bir kitaptı hepize okumanızı tavsiye ederim bu yazarın diğer kitaplarına ulaşmak için burdan
Kafanıza takılan ama bir türlü cevap veremediğiniz bir çok sorunu cevabını bulacaksınız.Ayrıca bu kitabı verdiğim linnte ki siteye gidip online olarak okuyabilirsiniz.BURAN BUYRUN.

Devamını Oku...

Pazartesi, Haziran 11, 2007

Okul tatili başlasın artık

Okul kelimesini duyunca içim kıpır kıpır oluyor. Defterlerin o eşsiz kokusu büyülendiriyor beni tabi okulda öyle bir an varki o zamanın bitmesini isteriz okul bitsin de kurtulsam dediğimiz zamanlar. Bahsettiğim kuşkusuz sınav günleridir. Stresin sıkıntının eksik olmadığı günler. Niçin strese giriyoruz cevabı ise çok kolay aslında . Lisedeki yıllarımı hatırlayınca sınav günleri dahi aklıma gelmezdi çünkü; derslerim çok iyiydi o yüzden fazla sınava hazırlanma ihtiyacı duymazdım. ÖSS sınavına dahi çok çalışmadığım halde ünüversite sınavları insanı strese koymaya yeter de artar bile. Niye strese giriyoruz çünkü dersleri bilmiyoruz çükü çok zorlanıyoruz. Bir konuya hakim olamadığımızda her şey büyür gözümüzde ve çok zor şartlar altında o işi bitiririz. Peki ünüversite dersleri çok mu zor kesinlikle hayır. Kolay derslerde niye zorlanıyoruz derseniz cevap sorumluluk gelecek kaygısı. Okulun bitmesiyle çalışmaya başlamamız gerikiyor ondan dolayı kendimizi geliştirmek lazım ve sosyal etkinliklerden de mahrum kalmamalıyız . Bizim sorumluluklar artınca çalışma zamanımız azalıyor ve dolayısıyla dersler aksıyor. Neyse artık tatile girmeye az kaldı şimdiden sıkıntı çeken arkadaşlara güzel bir tatil geçirme dileklerimi sunuyorum

Devamını Oku...

Pazar, Haziran 10, 2007

cilek varrrrrr


Sevgili Lafhane´ciler,

hic cilegi dalindan koparip yediniz mi? Bizim buralarda güzel bir ádet var. Tarla sahibi bazi ciftciler tarlalarinin bir kismini bu kisa ömürlü meyve icin ayirirlar.
Cilek zamani gelince; tarlaya gider hem cilek yer, hemde satin almak istedigimiz kadarini kaplara toplariz.
Vazifeli kisiye sadece topladigimiz kadar cilek parasini öder, sen sag ben selamet , bir güzelde dalindan cilek yemis olarak evin yolunu tutariz.
buda böyle bir hikayeee

Devamını Oku...

Cuma, Haziran 08, 2007

urfada bir vatandas Turkcelli ararsa

Devamını Oku...

Kıssadan Hisse

Cherokee kabilesinin yaşlılarından biri torunlarına eğitim veriyordu. Onlara dedi ki: “İçimde bir savaş var. Korkunç bir savaş. iki kurt arasında:

Bu kurtlardan birisi; korkuyu, öfkeyi, kıskançlığı, üzüntüyü, pişmanlığı, açgözlülüğü, kibri, kendine acımayı, suçluluğu, küskünlüğü, aşağılık duygusunu, yalanları, yapmacık gururu, üstünlük taslamayı ve egoyu temsil ediyor.

Diğeri ise; zevki, huzuru, sevgiyi, umudu paylaşmayı, cömertliği, dinginliği, alçakgönüllülüğü, nezaketi, yardımseverliliği, dostluğu, anlayışı, merhameti ve inancı temsil ediyor. Aynı Savaş sizin içinizde de sürüyor ve diğer tüm insanların içinde.”Çocuklar anlatılanları anlamak için bir dakika düşündüler ve içlerinden biri büyükbabasına, “Hangi kurt kazanacak” diye sordu.


Yaşlı Cherokee kısaca cevapladı… "beslediğiniz"........

Devamını Oku...

CivCiv boyle oluyo:)



yumurtadan civcive dönüşümün fotografları



























Devamını Oku...

Cumartesi, Haziran 02, 2007

Kadınlar erkeklerde neleri istemiyor?

KİRLİ TIRNAKLAR: Kadınların erkeklerde ilk baktıkları yerlerden biri ellerdir. Bir erkeğin temiz elleri, diğer yerlerinin de temiz olduğu havası yaratarak kadının gözünde artı bir değere dönüşür. Eğri büğrü ve içinde siyah şeritler halinde kirler barındıran tırnaklarla bezenmiş bir eli hiçbir kadın tutmak istemez.

BURUN KILI: Nefes alırken tozun kaçmasını engelleyen bu faydalı kıllar, maalesef burundan fışkırma noktasına vardıklarında kadınları tiksindirmeye başlıyorlar. Çünkü nefes alıp verirken bile o kıllar hareket ediyor emin olun. Ama çaresi yok değil. Teknoloji gelişti, sırf bu iş için tasarlanmış makineler çıktı.

UZUN BIYIK: Yüzün şekline göre kesilmiş bıyıklar ya da sakallar elbette havanızı değiştirecektir, ama bunların uzunluğuna dikkat etmelisiniz. Bir kadının karşısında pala bıyıklarınızla çorba ya da ayran içiyorsanız haliniz harap! O kadın ne yapar? Kalkmaz mı sofradan?

KULAK KILI: Tartışmaya bile gerek yok. Kulak kılları bir canavar gibi çıkıyorsa hemen kesmelisiniz. Yapamıyorsanız, burun kılı cihazlarının aynı zamanda kulak kılı kesmek için de kullanıldığını hatırlatırız.

SIRT KILLARI: Apolet gibi uzamış omuz kıllarını ve sırttaki kürk mantoyu atmak zorundasınız. Çünkü istisnasız bütün kadınlar bunlardan nefret ediyor. Kadınlar bir tüy yumağına sarılmak istedikleri zaman yatak odalarında baş köşeye koydukları peluş ayıya sarılabilirler.

SLİP MAYO: Amerika sahillerinde slip giyen bir erkek görüldüğünde şöyle derler: "Ya Alman ya da gay..." Alman değilseniz ve kadınlara ilgi duyuyorsanız, slip mayoları yok etmelisiniz. Yüzücüler haricinde kimse giymiyor.

SARI DİŞLER: Piyasada envai çeşit diş macunu varken hálá sarı dişlerle gülmeniz abes. Unutmayın ki siz nasıl kadının gülüşüne dikkat ediyorsanız, o da sizin gülüşünüze dikkat ediyor. Öncelikle sigara içiyorsanız derhal bırakın. Dişlerinizi düzenli bir şekilde beyazlatıcı diş macunlarıyla fırçalayın.

AĞIZ KOKUSU: Bunu gidermek için bir sürü yöntem var ama ağız kokusu sizin farkında olmadığınız bir mide rahatsızlığından ya da kanal tedavisi isteyen çürük bir dişten ileri geliyor olabilir. Öncelikle bitmek bilmeyen bir ağız kokusu probleminiz varsa doktora görünün. Yediklerinize dikkat edin, sevgilinizle buluşmaya gitmeden önce soğan, sarmısak gibi bilimum koku yayıcı yiyeceklerden uzak durun. Ağız spreyi ya da naneli sakız da iş görür.

PANTOLONDAN GÖRÜNEN ÇAMAŞIR: Evet, düşük belli pantolonlar moda ama bunların içine giydiğiniz çamaşırlar da önemli. Hiçbir kadın pantolonun içinden gözüken beyaz slip donu görmek istemez. Düşük belli pantolonda ister istemez iç çamaşırı görünecek.

ALTIN TAKI: Çok zengin olabilirsiniz, altının rengini de seviyor olabilirsiniz, ama kadınların ortak görüşü söyle: "Erkeklere takı, özellikle altın takı yakışmıyor." Parmak kalınlığında altın bir kolye veya yüzük parmağını kaplayan altın yüzüklerden, özellikle de üzeri taşlı, şövalye yüzüğü gibi olanlardan takan erkekler, kadınlar tarafından hiç hoş karşılanmıyor.

TELEVİZYON KUMANDASI: Televizyonu kumanda eden alet erkeğin eline yapıştığı an, kadın için erkek gözden düşer. Bir kadının belki de erkekte en tahammül edemediği şey, hangi kanalda spor müsabakası varsa kanalı o yönde çeviren bir erkek arkadaştır. Diğer 19 maddeye tahammül edebilseler de, ilişkiyi içten içe bitiren en önemli kural ihlali budur.

TESPİH: Hálá tespih çekiyorsanız hemen bırakın onu elinizden. Çok lazımsa acilen elinizi oyalayacak başka bir şey bulun. Çünkü kadınlar tespih çeken erkeklere pek de iyi gözle bakmıyor. Hatta hiç bakmıyor.

UCUZ KOKU: Umarız hálá tütün kolonyasını parfüm niyetine kullanmıyorsunuzdur. Eğer parfümünüz yoksa kolonya da kullanmayın, daha iyi... Erkeklerde kolonya konusu kadınları resmen aynı kutuplu mıknatıslar gibi itiyor.

AŞIRI KASLI VÜCUT: Aşırı kaslı vücutlu erkeklere sakın özenmeyin! Çünkü kadınlar bu tip vücutlu erkeklerden hiç hoşlanmazlar. Tamam, fit bir vücudunuz olsun, salmayın göbeği... Ama spor salonunda 500 kilo ağırlıkla bench press yapan erkekler asla seksi değildir.

LÖMBÜR GÖBEK: Aşırı kaslı vücutlu erkekler beğenilmediği gibi takdir edersiniz ki aşırı göbekli erkekler de beğenilmiyor. Önünüzde balkon gibi duran bir göbekle dolaşmayı istemezsiniz herhalde. Eğer bu ara biraz kaçırmışsanız ve göbeğiniz sizden önde gitmeye başlamışsa hemen kontrolü ele alın ve beslenmenize özen gösterin.

TER KOKUSU: Kadınlar temiz erkekleri sever. Parfüm olmasa da teni temiz kokan bir erkeği çekici bulurlar. Ter kokusu ise büyük bir tehlike. Öncelikle aşırı terlemekten şikayetçiyseniz hormonlarınızla ilgili bir sorun olabilir. Önce bir doktora gidin. Eğer bir rahatsızlığınız yoksa, ilk koşul her gün duş almanız ve deodorant kullanmanız. Ter kokusundan bu şekilde kurtulabilirsiniz ama görüntü ile de boğuşmalısınız. Islanınca rengi değişmeyen, yani terlediğinizde sizi ele vermeyecek giyecekler tercih edin.

BEYAZ PANTOLON: Çok özel bir kostüm olmadıkça beyaz pantolondan kaçının. Hele bir beyaz takım elbiseye asla para vermeyin. Özellikle yazın giyilen beyaz keten pantolonlar, 80’li yılların "Miami Vice" zamanlarında kaldı. Beyaz pantolon giyenleri kadınlar ilk bakışta eliyor.

YUMURTA TOPUK: Bilmiyoruz hálá aranızda yumurta topuklu ayakkabı giyen var mı? Eğer varsa da hemen cami avlusunda unutun o ayakkabıları. Boyunuz size göre kısaysa bırakın dağınık kalsın. Olduğunuz gibi görünün, kendinize göre eşler seçin. Ama asla topuklu ayakkabı giymeyin.

JÖLE YUMAĞI SAÇLAR: Kafasına bir kutu jöle enjekte edenler ve saçları ışıkta flaşör gibi parlayan erkekler, bütün kadınları tiksindirir. Abartılı jöle kullanımı sizi tek kelimeyle ’kıro’ kontenjanına dahil etmekte. Saçlarınız her zaman temiz olsun, banyo yaptıktan sonra da fön makinesiyle şekillendirebilirsiniz.

RENKLİ LENS: Göz renginiz ne olursa olsun onu sevmeye çalışın. Unutmayın, size en çok yakışan, doğuştan sahip olduğunuz göz ve saç rengidir. Başka bir erkekte renkli göz çok güzel duruyor olabilir, ama önemli olan doğal güzellik... Ayrıca kadınlar orijinal erkeklerden hoşlanır, yedek parçaya başvurmayın!
kaynak:internet haber...........

Devamını Oku...

Çok Aşığım Var Diyorlar(GRUP İNCE SAZ)

Devamını Oku...

Cuma, Haziran 01, 2007

kolay çarpma yapma

Devamını Oku...

Perşembe, Mayıs 31, 2007

ARZUHALCİ AMCA(İZLEYİN ÇOK İLGİNÇ)



YAYINLAYAN:NEGUVON

Devamını Oku...

ÇÖLDE SU NASIL BULUNUR?

Çölde susuz kalmamak için çöle gitmemek en etkili çözüm.İllaki gitmemiz gerekiyorsa ve yanınızda su götürmeyecek kadar ruh hastasıysanız şu taktiği uygulayabilirsiniz.
1)Güneşi su üretmek için kullanın.Güneş yeterli ısıyı vererek toprağı nemlendireceğinden su temin etmenizi sağlayabilir.Yaklaşık 70 santim büyüklüğünde bir kaç çukur açın.
2)Her çukurun ortasına boş kahve kutusunu,fincan ya da matara gibi bir şey yerleştirin.
3)Eğer elinizde uzunca bir boru varsa bunu ortadaki kabın içine yerleştirin.Bir kısım altta,diğer kısmı havada kalacak şekilde dursun.
4)Üst tarafta kalan deliğin ağzını plastik bir madde ile gergin bir şekilde kapatın.
5)Az evvel naylonla kapattığınız deliğin etrafınabu kez çember oluşturacak şekilde toprak dökün.Toprak delikte 30cm uızaklıkta olmalıki delikler toprak ile tamamen kapanmasın.
6)Plastik örtünün üzerine ufak bir taş yerleştirin ve örtünün kabın içersine doğru bir miktar çökmesini sağlayın.
7)Artık yapabileceğiniz tek şey arkanıza yaslanıp güneşin toprağı iyice yumuşatıp su çıkarmasını beklemek.
8)Çıkan su topraktan ayrışıp deliklerden çukurun içersine koyduğunuz kabın içine akmaya başlayacaktır.
9)Daha büyük bir çukur açarsanız bu teknikle elinizdeki kirli suyu da damıtabilirsiniz.
10)Suyu iradeli kullanın.
KAYNAK:BOXER DERGİSİ ŞUBAT 2007 SAYISI
YAZI SAHİBİ:PELİN YILMAZ
BLOG'A AKTARAN ;NEGUVON

Devamını Oku...

Pazartesi, Mayıs 28, 2007

NALINCI MEMI DEDE

Nalıncı Memi Dede

Evliya Çelebi Seyahatnamesi'nde Nalıncı Memi Dede’den şöyle söz eder:
Nalıncı Memi Dede, Bergamalı'dır. Unkapanı Araplar Camii karşısında bir dükkanda nalıncılık yapar. Ölümünden sonra da bu dükkan, nalıncılık işinden başka bir iş kullanılamaz. Abdi Çelebi, hayatında eline keser almadığı halde bu dükkana girince nasıl olduğunu anlayamadan usta bir nalıncı oluvermiştir. O tarihte Unkapanı’nda büyük bir yangın çıkar. Binalar ahşap olduğundan toptan yanar. Hatta benim evim de o yangında çok büyük zarar görmüştü. Ama Nalıncı Dede’nin dükkanı tahtadan yapılmış olduğu halde, ortada sapasağlam kalmış, herkesi şaşkına çevirmişti. Üstelik yangın sırasında Nalıncı Hüseyin dükkanda çalışmaktaydı. "Her taraf yanıyor, kaç da canını kurtar!" dediklerinde: "Burası, benim dedemin dükkanıdır. Beraber yanarım, yine çıkmam", diyerek ateş içinde kalır. Gerçekten yangın biter ama bu dükkan yanmaz. Zamanla buranın değeri artar. Küpeli denilen bir Yahudi, dükkan sahibine birkaç akçe fazla vererek Hüseyin Çelebi'yi dükkandan attırır. Bir gün kepenkleri açarken dengesini kaybeder, başı üzerine düşerek ölür. Yani o dükkanı nalıncılık haricinde kullanmak hiç kimseye nasip olmaz. Anlatılır ki: Memi Dede, öldüğü gece Sultan III. Murad'ın rüyasına girer ve şöyle seslenir:


- Cenaze namazımı Fatih Camii'nde kılmaya hazırlan. Beni evimde toprağa ver. Üzerime bir türbe, yanıma bir tekke ve bir çeşme yaptır. Dünyadan elli sene su içtim.”
Memi Dede, gerçekten evinin olduğu yere gömülür. Gereken yapılır. (Evliya Çelebi - Seyahatname'sinden)
Sultan III. Murad'ın rüyasından sona olanların ayrıntısını pek çoğunuz okumuşsunuzdur, ama biz önceden okumayanlar için bir kez daha yazalım. Neden bilmem, en çok sevdiğim hikayelerden biridir Nalıncı Memi Dede’nin hikeyesi...


Neyse, hikaye şöyle:
Sultan III. Murad Han yukarıda bahsedilen rüyayı gördüğü günün sabahı, bir anlam veremediği bu rüya dolayısıyla tuhaf bir hal içindedir. Vezir- i âzam Siyavuş Paşa padişahın bu halini görünce merak eder ve sorar:

- “Hayrola efendim, canınızı sıkan bir şey mi var?”

Padişah:- “Akşam garip bir rüya gördüm.” der.

Vezir:- “Hayırdır inşaallah efendim!?”

Sultan Murad Han:- “Hayır mı, şerr mi öğreneceğiz inşaallah!.

Vezir:- “Nasıl yani?” diye sorar.

Padişah vezire:“Hazırlan, dışarı çıkıyoruz. ”

Tebdil-i kıyafet ederek iki molla kılığında çıkarlar yola. Sultan Murad hâlâ gördüğü rüyanın tesirindedir. Seri, kararlı adımlarla Beyazıt’a çıkar, döner Vefa’ya, Zeyrek’ten aşağıya inip Unkapanı civarında durur. Etrafına dikkatle bakınır.
İşte tam o sırada yerde yatan bir ceset gözlerine batar. Tebdil-i kıyafet içindeki Padişah çaktırmadan oradakilere sorar:- “Kimdir bu yerde yatan?”


Ahali:- “Aman hocam hiç bulaşma, ayyaşın sefilin biri iste!”

Padişah:- “Nerden biliyorsunuz öyle olduğunu?”

Ahaliden biri atılır:- “Müsaade et de bilelim yani. Kırk yıllık komşumuzdu.”

Bir başkası ayrıntıya girer:- “Biliyor musunuz, aslında iyi sanatkârdı. Nalının (ayakkabının) hasını yapardı. Ancak kazandıklarını içkiye, fuhşa harcardı. Hem şişe şişe şarap taşırdı evine... Hem de nerde namlı, mimli kadın varsa takardı peşine ve evine götürürdü.”

Ahali içinde yaşlı biri oldukça öfkelidir ve söze karışır:- “İsterseniz komşulara sorun bakalım, onu bir cemaatte gören olmuş mu?”

Bunları anlattıktan sonra mahalleli döner ardını çekip gider. Bizim tebdil-i kıyafet mollalar kalırlar cenazenin başında tek başına... Tam vezir de toparlanıyordur ki,

Sultan Murad onun yolunu keser:- “Dur vezir nereye?” der.

Vezir Siyavuş Paşa:- “Bu adamdan uzak durmak istersiniz diye düşündüm Sultanım.”

Padişah:- “Hayır olmaz öyle şey! Millet bu, çeker gider. Kimseye bir şey diyemem.
Ama biz gidemeyiz, rüyamın bir hikmeti olmalı.. Hem şöyle veya böyle halkımızdır. Defin işini tamamlamak gerek,” der.

Veziri:- “İyiya, saraydan birkaç hoca yollar, kurtuluruz vebalden.” der.

Padişah vezirine itiraz eder:- “Olmaz vezir, rüyadaki hikmeti çözemedik daha...”

- “Peki ne yapmamı emir buyurursunuz?” diye sorar vezir..

Padişah:- Mollalığa devam edeceğiz. Cenazeyi kaldırmalıyız.” der.

Vezir şaşkınlık içinde:- “Aman efendim, nasıl kaldırırız?” diye sorar.

Padişah:“Basbayağı kaldırırız işte!” diye çıkışır.

Vezir bunun çok zor olacağı konusunda Sultan Murad’ı ikna etmeye çalışır:- “Yapmayın, etmeyin Sultanım, bunun yıkanması, paklanması var. Kefenlenmesi, gömülmesi falan...”

Padişah vezirin sözünü keser ve:- “Merak etme, ben hallederim hepsini...” der.

Vezir bakar ki Padişah kararlı:- “Şurada bir mahalle mescidi var ama, bilmem ki?!!” diye kararsız düşünürken

Padişah:- “Fatih Camii’nde kılacağız namazını” der.

Çünkü rüyasında böyle denmiştir kendisine... Ve gelirler camiye... Vezir sağa sola koşturur. Kefen, tabut bulur. Padişah bakır kazanları vurur ocağa... Usulü erkanınca bir güzel yıkarlar, ki nâş ayan beyan güzelleşir sanki. Bir nurdur, aydınlanır alnında. Yüzü sarhoşlara benzemez. Hem mânâlı bir tebessüm okunur dudaklarında. Sultan Murad’ın kanı ısınmıştır bu adama, vezirin de tabii ki. . .
Böylece meçhul ayakkabıcıyı kefenler, tabutlar, musalla taşına yatırırlar, namazını kılarlar. Sıra gelir defin işlemine... Vezir sorar:
“Sultanım, nereye defnedeceğiz?”


Padişah:“Evinin bahçesine.. Sen bir koşu gidip adresini araştır, öğren gel” der...

Vezir sorar soruşturur ve evin adresi öğrenilir. Cenazeyi yüklenip giderler. Eskimiş küçük bir ahşap evin kapısını çalarlar. Kapıyı yaşlı bir kadın açar. Kadına kocasının öldüğünü alıştırarak haber verirler. Kadın sanki bu vefatı bekler gibidir. Ama yine de gözyaşlarını tutamaz. Neden sonra Padişaha:“Hakkını helâl et evladım. Belli ki çok yorulmuşsun.” der.

Padişah:- “Helal olsun.. Ama bahçenizde bu cenazeyi defnecek yer var mı?” diye sorar...
Yaşlı kadın:- “Evet, bizim bey mezarını kazıp hazırlamıştı. ‘Beni buraya defnetsinler hanım’ demişti.”
Bunun üzerine Padişah ve veziri cenazeyi bahçede kazılan yere defnederler. Defin işlemi bitince Padişah yaşlı kadına:
- “Bana biraz rahmetliden söz eder misiniz?” der.


Yaşlı kadın tabii dercesine hüzünle sallar başını ve anlatmaya başlar:- “Evladım, rahmetli bizim efendi bir âlemdi, vesselâm... Akşamlara kadar ayakkabı yapardı. Ama birinin elinde şarap şişesi görmesin; elindekini avucundakini verir satın alırdı. Sonra getirip helâya dökerdi.”

- “Niye?” diye sorar Padişah...

Yaşlı kadın:- “Müslümanlar içmesin diye. . . ”

Padişah şaşkınlık içinde:- “Hayret!!..” der.

Yaşlı kadın devam eder.- “A oğul bu da bir şey mi? Başka tuhaf şeyler de yapardı.”

Padişah merakla:- “Ne gibi?” diye sorar.

Yaşlı kadın:- “Nerede malûm kadınlardan bulsa, hemen ücretlerini öder, eve getirirdi. ‘Ben sizin zamanınızı satın aldım mı? Aldım. Öyleyse şimdi dinlemeniz gerek....” deyip, bana da onlara dinimizin gereklerini anlatmamı tembih eder ve evden çekip giderdi. Sabaha kadar o kadınlara dinimizin vecibelerini anlatırdım”

Sultan Murad Han iyice şaşkınlık içinde kalmıştır.
- “Bak sen! Millet ne sanıyor halbuki... ” diye söylenir.


Yaşlı kadın:- “Evladım, milletin ne sandığı umurunda değildi ki onun... Zaten namazı da mahalleliyle kılmaz, uzak mescidlere giderdi. ‘Öyle bir imamın arkasında durmalı, ki Tekbir alırken Kâbe’yi görmeli’ derdi...”

Sultan Murad Han rüyasının hikmetini yavaş yavaş anlamaya başlamıştır. Ama yaşlı kadının sözünü kesmez. Kadın devam eder:
- “Hatta bir gün ona; ‘Bana bakasın efendi! Sen böyle yapıyorsun, ama dedikodular aldı başını gidiyor. Komşular kötü belleyecek seni, inan cenazen kalacak ortada’ demiştim”... O da ‘merak etme hanım, kimseye zahmet vermeyiz. Mezarımı bahçeye kazdım, oraya defnedersiniz’ demişti.Ben de ona; ‘ İyi de seni kim yıkasın, namazını kim kılsın, kim kaldırıp gömsün?” dedim”


Padişah konuşmanın burasında çok heyecanlanır ve sorar:- “Peki o ne dedi?”

Yaşlı kadın:- “A oğul, dedim ya bizim bey bir tuhaftı. Önce uzun uzun güldü, sonra da dedi ki; ‘Allah büyüktür hatun, padişahın işi ne?...”

ALINTI: http://www.okyanusum.com/nalincibaba.htm

Devamını Oku...

Perşembe, Mayıs 24, 2007

ENKOYU Dergi


Devamını Oku...

GÖKOVAM, EN BÜYÜK AŞKIM


Ulaşmaya çalıştıkça aramıza yollar girdi, varmaya çalıştıkça engeller çıktı karşıma... Ama her mücadelem kavuşmak için varmak için yüreğimin attığı yere: Gökova. Mavinin en parlağı, yeşilin en berrağı, dağların en diki, yolların en kıvrımlısı.çiçeklerin en kokulusu ve renklisi.. Yaşama amacım, sevgi pınarım...


Tüm kışı oraya kavuşmak için geçiririm büyük bir azimle, yaz Akyaka'ya kavuşma anıdır. Serin sularına dalma anıdır. Azmak'ın berrak sularını seyretme anıdır. Gökova'm benden uzak kalma, beni unutma, Gökova'm güzelliğini kaybetme. Ben sensiz ne yaparım sonra.


Begonviller en çok sana yakışır, ahşap evlerin başka bir anlam katar anlamına. Aşklar en güzel sende yaşanır. Temizliğin, arılığın, berraklığın, güzelliğin adısın içimde. Sevgilim Gökova..





Devamını Oku...

Salı, Mayıs 22, 2007

İNSAN HAKLARI EVRESNSEL BEYANNAMESİ

Birleşmiş Milletler tarafından 10Aralık 1948 yılında pariste hazırlanan, Türkiye'nin 1 nisan1949 yılında imza attığı beyanname

İŞTE HAKLARIMIZ

1)Bütün insanlar hür,haysiyet ve haklar bakımından eşit doğarla.Akıl ve vicadana sahiptirler ve birbirlerine karşı kardeşlik zihniyetiyle hareket etmelidirler.

2)Yaşamak,Hürriyet ve kişi emmiyeti her ferdin hakkıdır.

3)Her kes her nerede olursa olsun hukuk kişiliğinin tanınması haizdir.

4)Herkes zulüm karşısında başka memleketlerden mülteci olarak kabulü talep etmek ve memleketler tarafından mülteci muamelsi görmek hakkına haizdir.

5)Aile,cemiyetin tabi ve temel unsurudur,cemiyet ve devlet tarıfından korunma hakkına haizdir.

6)Her şahıs saldırısız toplanma,dernek kurma ve derneğe katılma hakkına serbestliğine maliktir.

7)Her şahsın,cemiyetin bir üyesi olmak itibariyle,sosyal güvenliğe hakkı vardır;haysiyet için ve şahsiyewtinin serbestçe gelişmesi için zaruri olan ekonomik,sosyal ve kültürel hakların milli gayret ve milletler arası işbirliği yoluyla ve her devletin teşkilatı ve kaynaklarıyla mütenasip olarak gerçekleştirmesine hakkı vardır.

8)her şahsın çalışmaya, işini serbestçe seçmeye,adil ve elverişli çalışma şartlarına ve işsizlikten korunmaya hakkı vardır.

9)Herkesin hiçbir fark gözetilmeksizin,eşit iş karşılığında eşit ücrete hakkı vardır.

10)Çalışan her kimsenin kendisine ve ailesine insanlık haysiyetine uygun bir yaşayış sağlayan ve gerekirse her türlü sosyal koruma vasıtlarıyla da tamamlanan adil ve elverişli bir ücret hakkı vardır.

11)Her şahıs dinlenmeye,eğlenmeye,bilhassa çalışma müddetinin makul surette sınırlandırılmasına ve muayyen devrelerde ücretli tatillere hakkı vardır.

12)Her şahsın, gerek kendisi gerek ailesi için.yiyecek,giyim,mesken,tıbbi bakım,gerkli sosyal hizmetler dahil olmak üzere sağlığı ve refahını temin edecek uygun bir hayat seviyesine ve işsizlik, hastalık, sakatlık,dulluk,ihtiyarlık veya geçim imkanlarından iradesi dışında mahrum bırakacak diğer hallerde güvenliğe hakkı vardır.

13)Ana ve çocuk özel ihtiham ve yardım görmek hakkına haizdir.Bütün çocuklar,evlilik içinde veya dışında doğsunlar,aynı sosyal korunmadan faydalanırlar.

14)Her şahsın öğrenim hakkı vardır.Öğrenim hiç olmazsa ilk ve temel safhalarında parasızdır.İlk öğretim mecburidir.Teknik ve meslek öğretiminde herkes istifade edebilmelidir.Yüksek öğretim,liyakatlerine göre herkes tam eşitlikle açık olmalıdır.

15)Herkesin,işbu beyannamede derpiş edilen hak ve hürriyetlerin tam tatbikini sağlayacak bir sosyal ve milletler arası nizama hakkı vardır.

Devamını Oku...

Pazar, Mayıs 20, 2007

Vatan Sevgisi

Bu Davalar Bizim Bizde Bu Yolun

Vatanımın her bir taşı her bir karışı
Milletimiz sever sulhu barışı
Düşmanlığı körüklerken haçlı alemi
Bu milletin tek gayesi hizmet yarışı

Azeriyem men çerkezem birazda kürd'em
Mutlu olsun huzur bulsun yeterki ülkem
Ayırmayan arnavutu lazıda türkten
Memleketi bütün eden islamdır ilkem

Rumeliden kafkaslardan orta asyadan
Başım vermem bayrağımı baş tac yapmadan
Şehit olur can veririm vatan ve din için
Hakka kulum başkasına kulluk yapmazam
Azeriyem men çerkezem birazda kürd'em
Mutlu olsun huzur bulsun yeterki ülkem
Ayırmayan arnavutu lazıda türkten
Memleketi bütün eden islamdır ilkem
Vatanımda bayrağımız hep dalgalansın
Bayrağıma rengin veren damarda kansın
Üç kıtada yola düştük bu dava için
Anadolum bu millete sen has vatansın
Azeriyem men çerkezem birazda kürd'em
Mutlu olsun huzur bulsun yeterki ülkem
Ayırmayan arnavutu lazıda türkten
Memleketi bütün eden islamdır ilkem
Bu vatanın çilesini her bir derdini
Canın veren göğüs geren her bir ferdini
Kucaklayın kenetlenin bir bütün olun
Bu davalar bizimdir bizde bu yolun
Azeriyem men çerkezem birazda kürd'em
Mutlu olsun huzur bulsun yeterki ülkem
Ayırmayan boşnağını arabı türkten
Bu milleti bütün eden işte o Türk'em
Azeriyem men çerkezem birazda türk'em
Mutlu olsun huzur bulsun yeterki ülkem
Herşeyimiz vatan için yaşasın ülkem
Bu milleti bütün eden işte o Türk'em


Şadan Yenişafak

adres:
http://www.karakalem.net/reviews.asp?name=%FEadan+yeni%FEafak

Devamını Oku...

Cuma, Mayıs 18, 2007

19 MAYIS ATATÜRK´Ü ANMA GENCLIK VE SPOR BAYRAMI KUTLU OLSUN




Devlet yönetimi böyle olur... Bize Türkiye´yi miras birakti, mirasina sahip cikalim....
Atatürk duada etti,

askerliktede yan gelip yatmadi,

meclistede calisti,

Dualarimiz seninle, Allah´in rahmeti bütün vatan sehidleri üzerine olsun

vatandasida böyle dinledi

el etek öptürmedi

Devamını Oku...